2. Gıyaseddin Keyhüsrev Kimdir ve ne yapmıştır? Anadolu Selçuklu Sultanı 2. Gıyaseddin Keyhüsrev hayatı, dönemi önemli olayları. Gıyaseddin Keyhüsrev’in Anadolu Selçuklu Devleti’ndeki rolünü, yönetim tarzını, önemli olaylarını ve kişilik özelliklerini keşfedin.
2. Gıyaseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Devleti’nin önemli sultanlarından biridir ve 1222-1246 yılları arasında tahta kalmıştır. I. Alaattin Keykubat’ın büyük oğlu olan Gıyaseddin, 1237’de babasının vefatından sonra, sağlığında veliaht olarak seçtiği oğlu Kılıç Arslan yerine, devlet adamları ve komutanların etkisiyle Selçuklu tahtına çıkmıştır. Bu dönemde Eyyubilerle olan ilişkilerini güçlendirmek amacıyla siyasal evlilikler yapmıştır.
Erken Dönem Olayları
Gıyaseddin Keyhüsrev’in hükümdarlığı sırasında, 1239’da Vezir Sadettin Köpek, Kubadabad Sarayı’nda sultanın önünde öldürülmüştür. Bu olay, dönemin karmaşık siyasi dinamiklerini yansıtan önemli bir gelişmedir. Babailer Ayaklanması ise bu dönemde gerçekleşen en önemli olaylardan biri olarak dikkat çeker. Türkmen şeyhlerinden Baba İshak, Türkmenler arasında bir veliden çok bir peygamber gibi sayılmaktaydı. Ayaklanmanın patlak vermesiyle birlikte sultan, kendisini Konya’da bile güvende hissetmeyerek Kubadabad’a kaçmıştır. Selçuklu kuvvetleri Baba İshak’ı yakalayıp öldürmüş olsalar da, Babailer, Baba İshak’ın ölmediğine ve onun bir insan tarafından öldürülemeyeceğine inanarak ayaklanmayı sürdürmüşlerdir.
Sultan II. Gıyaseddin, yaklaşan tehlikeyi önlemek amacıyla Moğollara karşı gönderdiği orduyu geri çağırmak zorunda kalmıştır. İki buçuk ay süren bu bunalım, 1240 sonbaharında bastırılmıştır. Babai Ayaklanması, Anadolu Selçuklu Devleti’ni derinden sarstı ve bu durumdan faydalanmak isteyen Moğollar, Doğu Anadolu’ya birkaç kez yağma akınları düzenlemişlerdir. 1242 kışında Erzurum’u alıp binlerce kişiyi öldürmüşlerdir. Bu olayların ardından, Türkiye Selçuklu Devleti, 1243 yılı Temmuz başlarında Kösedağ Savaşı’nda yenilmiştir.
Kösedağ Savaşı ve Sonrası
Kösedağ Savaşı, Gıyaseddin Keyhüsrev’in hükümdarlığındaki en büyük felaketlerden biri olmuştur. Gıyaseddin, Tokat yoluyla Konya’ya kaçmış ve bu yenilgi Anadolu halkının belleğinde uzun yıllar süren bir acı anı olarak kalmıştır. Bozgundan sonra Vezir Mühezzibütün Ali, değerli armağanlarla Moğol Komutanı Baycu’nun yanına giderek barış yapmıştır. Yeni Vezir Şemsettin İsfahani, Tarsus’u kuşattığında, şehir düşmek üzereyken Sultan II. Gıyaseddin’in ölüm haberi gelmiştir (1246). Bu dönem, Anadolu Selçuklu Devleti’nin gücünün zayıflamaya başladığı ve Moğolların etkisinin arttığı bir zaman dilimidir.
Sultan II. Gıyâseddin Keyhüsrev Döneminin Genel Özellikleri
II. Gıyâseddîn Keyhüsrev, tahta geçtiği zaman babası I. Alaattin Keykubat’ın vasiyetine aykırı bir şekilde yönetim yetkilerini eline almıştır. Saltanatının ilk yıllarında, önceki döneminin etkisiyle herhangi bir aksilik yaşanmamış olsa da, ilerleyen zaman içinde patlak veren sosyo-ekonomik yönleri ağır basan Babai İsyanı, yönetimdeki zaafları gün yüzüne çıkarmıştır. Bu durum, Kösedağ Savaşı sonrasında Türkiye Selçuklu Devleti’nin Moğolların tabiiyetine girmesine sebep olmuştur.
Bütün zayıflıklarına karşın II. Gıyâseddin Keyhüsrev, Türkiye Selçuklu hükümdarlarının devletin kuruluşundan beri sürdürdükleri Güneydoğuya açılma politikasını Diyarbakır’ın alınmasıyla başarıyla sonuçlandırmıştır. Bu dönemde görülen aksaklıkların en temel sebeplerinden biri de Sadeddin Köpek’in kendi siyasi istikbali için birçok emir ve devlet adamını öldürmesi olmuştur.
Dönemin Önemli Olayları
Gıyâseddin, babasının zehirlenmesinin ardından kardeşi Kılıç Arslan’ın yerine tahta geçti. Saltanatının ilk yıllarında yönetimin dizginleri tamamen Sadeddin Köpek’in elindeydi. Bu kişi, 1237 yılı içerisinde başta Kemalettin Kamyar, Kayır Han ve Altunaba olmak üzere, kendisine rakip gördüğü devlet adamlarını birer birer öldürmüştür. Ancak Kayır Han’ın ölümü sonrasında onun komuta ettiği Harizmli askerler, devletin hizmetinden ayrılarak güneydoğuda Türkmenlerle bir beylik kurmuşlardır. Bu beylik, asi tavırları ve yağmalarıyla devlet için ciddi bir tehdit unsuru haline gelmiştir.
1238 yılında Sultan üzerindeki tahakkümü artan ve tahtı ele geçirmek isteyen Sadeddin Köpek, öldürülmüştür. 1240 yılında patlak veren Babaî İsyanı, zorlu bir mücadelenin ardından güçlükle bastırılmıştır. Asiler, Malya Ovası’nda yapılan son savaşta ağır kayıplara uğrayarak bertaraf edilmiştir.
Babaî İsyanı’nın güçlükle bastırılması, Türkiye Selçuklu sınırlarına yaklaşmış olan Moğolların gözünden kaçmamıştır. Moğollar, 1242’de Erzurum’u ele geçirip tahrip etmişlerdir. 1243 senesinde gerçekleşen Kösedağ Savaşı sonrasında Türkiye Selçukluları bir anda Moğolların tabisi durumuna düşmüştür. Devlete bağlı vassaller birer birer itaatten çıkmışlardır. Hatta Ermeniler, sultanın ailesini yakalayıp Moğollara teslim etmişlerdir. Başkent Konya, Moğolların yağmasından, Vezir Mühezzibüddin Ali’nin onlarla yaptığı anlaşma sayesinde kurtulmuştur. Selçuklu ordusu 1246 tarihinde Kilikya Ermenilerine ait Tarsus Kalesi’ni kuşatmış, ancak çok içki içmekten fenalaşan sultanın ölüm haberi gelince kuşatma kaldırılmıştır.
II. Gıyâseddin Keyhüsrev’in Kişilik Özellikleri
II. Gıyâseddin Keyhüsrev, kabiliyetsizliği, ahlaki bozuklukları, içkiye, eğlenceye ve kadınlara düşkünlüğü sebebiyle devleti bir anda uçurumun eşiğine getirmiştir. Dengesiz ve kabiliyetsiz yapısı, hem devlet yönetimi hem de özel yaşantısında sorunlar ortaya çıkarmıştır. Tahta çıktıktan sonra evlendiği eşi Gürcü Hatuna karşı beslediği bütün sevgiye rağmen, onu bir kıskançlık krizi sırasında çok ağır şekilde dövmüştür. Kösedağ Savaşı’ndan önce, tecrübeli kumandanların sözünü dinlememesi ve mücadelenin hemen başında ordusunu bırakıp kaçması, devletin felaketine sebep olmuştur. Bununla birlikte, medrese ve kervansaray gibi yapılar inşa ettirmekten de geri durmamıştır.
Sonuç
II. Gıyâseddin Keyhüsrev, Anadolu Selçuklu Devleti’nin tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. Hükümdarlığı, hem iç politikadaki zayıflıklar hem de dış tehditler açısından kritik bir dönem olmuştur. Babai İsyanı ve sonrasındaki Moğol tehdidi, Türkiye Selçukluları için bir dönüm noktası oluşturmuş; bu süreçte yaşanan yenilgiler, devletin zayıflamasına ve nihayetinde Moğolların etkisi altına girmesine neden olmuştur. Gıyaseddin’in kişisel zayıflıkları ve siyasi beceriksizlikleri, Selçuklu Devleti’nin bu zorlu dönemi atlatma çabasını daha da zorlaştırmıştır. Bu bağlamda, Gıyaseddin Keyhüsrev’in dönemi, Anadolu Selçuklu Devleti’nin geleceği açısından önemli dersler içermektedir.