23 Nisan Çocuk Bayramı’na özel anlamlı bir hikaye! Atatürk’ün armağanı olan bu özel günün coşkusunu, çocukların duygu dolu şiir ve yazılarıyla kutlayan sıcacık bir hikaye. 23 Nisan ruhunu hissetmek için okuyun!
Sınıf, her zamanki gibi cıvıl cıvıldı. Öğrenciler 23 Nisan için hazırladıkları şiirler ve yazılar hakkında heyecanla konuşuyorlardı. Türkçe öğretmeni sınıfa girdiğinde, yüzünde her zamanki güler yüzüyle, elindeki kâğıtlarla masasına doğru yürüdü. Öğrenciler hemen yerlerine geçtiler. Öğretmen, masaya oturup kâğıtlarına göz gezdirdikten sonra konuşmaya başladı:
“Çocuklar, hepinizin 23 Nisan Çocuk Bayramı için hazırladığı şiir ve yazıları büyük bir keyifle okudum. Hepsi birbirinden güzel ve anlamlı. Atatürk’ün bizlere armağan ettiği bu özel günü, onun Cumhuriyet sevgisini ve çocuklara verdiği değeri öyle güzel anlatmışsınız ki… Ayrıca, bayram coşkusunu tüm çocuklara yaymamız gerektiğini, yardıma muhtaç kardeşlerimizi unutmamamız gerektiğini de dile getirmişsiniz. Hepinizle gurur duyuyorum.”
Öğrenciler bu övgü dolu sözlerle daha da heyecanlandılar. Öğretmen devam etti:
“Ancak müsamerede tüm yazılarınızı ve şiirlerinizi okuyabilmemiz mümkün değil. Bu nedenle üç tane eser seçtim. Şimdi sırayla o eserlerin sahiplerini dinleyeceğiz. Böylece hem arkadaşlarınızın düşüncelerini öğrenecek, hem de prova yapmış olacaksınız.”
Öğretmen elindeki kâğıtların en üstündekine baktı. Gözleriyle sınıfta birini aradı ve gülümseyerek seslendi:
“Şimdi ‘Bayramın Renkleri’ şiirini yazan arkadaşınızı dinleyeceğiz. Gel bakalım, Eylül.”
Ön sırada oturan Eylül, heyecanla ayağa kalktı ve öğretmen masasının yanına geçti. Öğretmen ona sordu:
“Ezbere mi okuyacaksın, yoksa yazdığını vereyim mi?”
Eylül kararlı bir şekilde cevap verdi:
“Ezbere biliyorum öğretmenim.”
“Peki öyleyse, seni dinliyoruz.”
Eylül derin bir nefes aldı ve şiirini okumaya başladı:
Bayramın Renkleri
Gökyüzünde dalgalanan, al bayrağın rengidir bayram.
Her bir çocuk gülünce, sevincimiz engindir bayram.
Atatürk’ten bizlere kalan en güzel emanettir,
Birlikte kutladığımız, coşkun bir hikâyedir bayram.
Eylül şiiri tamamladıktan sonra öğretmenine ve arkadaşlarına doğru başını eğerek selam verdi. Sınıf, alkışlarla küçük şairi tebrik etti. Öğretmen gülümseyerek konuştu:
“Aferin Eylül, harika bir şiir yazmışsın ve çok güzel okudun. Hep birlikte bayramın renklerini hissettik. Teşekkür ederiz.”
Eylül yerine oturduktan sonra öğretmen diğer bir kâğıda göz attı:
“Şimdi sırada, arkadaşınız Arda’nın ‘Hepimizin Bayramı’ başlıklı yazısı var. Gel Arda.”
Arda, büyük bir heyecanla yerinden kalkıp öğretmen masasının yanına geçti. Öğretmen kâğıdı ona uzattı:
“Al bakalım, seni dinliyoruz.”
Arda yazısını okumaya başladı:
Hepimizin Bayramı
23 Nisan, yalnızca sağlıklı çocukların değil, hepimizin bayramı. Görmeyen, duyamayan, konuşamayan kardeşlerimizin de. Onların da bu bayrama katılmaya hakkı var. Bayram coşkusu hepimizin kalbine ulaşmalı. Eğer onlar gelemiyorsa, biz onlara gitmeliyiz. Çünkü bayram paylaşınca güzelleşir. Biz çocuklar olarak bunu yapabiliriz; yeter ki büyüklerimiz bize destek olsun. 23 Nisan, o zaman gerçek bir bayram olur.
Arda yazısını bitirip arkadaşlarını ve öğretmenini selamladı. Alkışlar arasında öğretmen gülümseyerek konuştu:
“Teşekkür ederiz Arda. Yazın çok anlamlıydı. Hepimize önemli bir mesaj verdin. Aferin sana.”
Arda yerine geçtikten sonra öğretmen son kâğıdı eline aldı:
“Sırada Elif’in ‘Çocuklardan Büyüklerimize Mektup’ başlıklı şiiri var. Gel Elif.”
Elif masanın yanına geldiğinde öğretmen ona sordu:
“Ezberden mi okuyacaksın, yoksa buradan mı?”
“Ezberimden okuyacağım öğretmenim,” dedi Elif.
“Peki, seni dinliyoruz.”
Elif şiirine başladı:
Çocuklardan Büyüklerimize Mektup
Bize kızmayın hemen, bağırmayın bir şeyde.
Hatalar yaparız elbet, büyürken her yerde.
Güler yüzle konuşun, sevgiyle bakın bize,
Büyüklere yakışır, hoşgörü vermek size.
Şiir bittiğinde sınıf bir kez daha alkışlarla çınladı. Öğretmen, memnuniyetle Elif’e teşekkür etti:
“Bu güzel şiirin için teşekkürler Elif. Büyüklerin, çocukların sevgi ve hoşgörüye ihtiyaç duyduğunu unutmamaları gerektiğini çok güzel anlattın.”
Elif yerine oturduktan sonra öğretmen sınıfa dönüp konuşmasını sürdürdü:
“Çocuklar, bu güzel yazılar ve şiirlerle hepimiz 23 Nisan’ın coşkusunu, anlamını ve önemini bir kez daha hissettik. Atatürk’ün bize armağan ettiği bu özel günü hep birlikte, coşkuyla kutlayacağız. Ama unutmayalım ki bayram, yalnız bir gün değil, her zaman bizimle olmalı. Şimdi hep birlikte, bayramın coşkusunu yaymaya hazır mıyız?”
“EVET ÖĞRETMENİM!” diye bağırdı sınıf.
“Harika! O halde hepinizin bayramını şimdiden kutluyorum. Bayramınız kutlu olsun çocuklar.”
“Sağ olun öğretmenim!” diye bağırdı çocuklar hep bir ağızdan.
Ve sınıf, 23 Nisan’ın mutluluğu ve heyecanıyla doldu.