27 Aralık’ta Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişi, Türkiye Cumhuriyeti’nin başkentinin belirlenmesinin başlangıcıydı. Bu yazıda bu önemli olayın detaylarını ve tarihsel önemini keşfedin.
I. Dünya Savaşı, Osmanlı Devleti için felaketle sonuçlandı. Savaş sonunda Osmanlı Devleti, Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamak zorunda kaldı ve bu anlaşma, Osmanlı topraklarının işgal edilmesine zemin hazırladı. Devletin artık “Hasta Adam” olarak anıldığı bu dönem, yüzyıllardır varlığını koruyan Osmanlı İmparatorluğu’nun sona yaklaştığını gösteriyordu. Mondros Ateşkes Antlaşması’nın ardından, işgal güçleri Anadolu’nun çeşitli bölgelerini kontrol altına almak için harekete geçti. İngilizler, İtalyanlar, Fransızlar ve Yunanlar Anadolu’ya yayılarak toprakları paylaşmayı planlıyorlardı.
Bu planların en önemlisi, Sevr Antlaşması idi. Sevr, Türk milletinin Anadolu’daki varlığını tamamen sona erdirecek bir paylaşım planıydı. Ancak Türk ulusu, vatanının parçalanmasına ve bağımsızlığının yok edilmesine karşı sessiz kalmadı; Anadolu’nun dört bir yanında kurtuluş örgütleri kurulmaya başlandı. Bu örgütlerin en önemlisi, işgale karşı direnişi örgütleyen Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri oldu.
Mustafa Kemal’in Anadolu’da Milli Mücadeleyi Başlatması
Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919’da Samsun’a çıkarak Türk milletini Milli Mücadeleye davet etti. Mustafa Kemal, burada Samsun’a çıkarak işgal altındaki ülkesini kurtarmak için bir direniş hareketini başlattı. Mustafa Kemal, “Ya İstiklal Ya Ölüm!” sloganıyla bağımsızlık için savaşmanın zorunluluğunu ifade ediyordu. Erzurum Kongresi ve Sivas Kongresi gibi önemli toplantılar düzenleyerek milletin bağımsızlık konusundaki kararlılığını pekiştirdi. Erzurum Kongresi’nde alınan kararlarla ulusal birlik ve beraberlik hedeflenirken, Sivas Kongresi’nde bu kararlar daha da güçlendirildi ve kurtuluş mücadelesinin temelleri atıldı.
Sivas Kongresi’nde, yurdun bağımsızlık mücadelesini yönetmek için bir Temsil Heyeti kuruldu. Bu heyetin başkanı Mustafa Kemal oldu. Heyet, Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinde daha güçlü bir konuma gelmesi için Ankara’ya gitmeye karar verdi.
Temsil Heyeti’nin Ankara’ya Gidişi ve Halkın Desteği
18 Aralık 1919 tarihinde Temsil Heyeti, Sivas’tan yola çıkarak Ankara’ya doğru harekete geçti. Heyetin Ankara’ya geçişi sırasında, halk büyük bir sevgi gösterisinde bulundu. Her kasabada ve şehirde halk, Temsil Heyeti’ni ve onun başkanı Mustafa Kemal’i büyük bir coşku ile karşıladı. Bu sevgi gösterisi, milletin kurtuluş mücadelesine olan desteğini ve Mustafa Kemal’e duyulan güveni göstermekteydi.
Ankara yolculuğunda seymenler de Mustafa Kemal’e katılarak mücadelede yanlarında olduklarını ifade ettiler. Mustafa Kemal’e güvenen halk, ona olan bağlılıklarını bu büyük karşılamalarla gösterdi. Seymenlerin karşılaması, Ankara halkının kurtuluş mücadelesine olan inancını ve Mustafa Kemal’e duyduğu bağlılığı simgeleyen önemli bir olaydı.
27 Aralık 1919: Atatürk’ün Ankara’ya Gelişi
27 Aralık 1919 günü, Ankara halkı Dikmen sırtlarına çıkarak Mustafa Kemal’i büyük bir coşkuyla karşıladı. Dikmen sırtlarında toplanan Ankaralılar, kurtuluş mücadelesinin lideri olarak gördükleri Mustafa Kemal’i umutla karşıladı. Bu buluşma, Ankara’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki yerini simgeleyen önemli bir anı oluşturdu. O gün, Ankaralılar tek kurtuluş umutlarını bağırlarına basarak Mustafa Kemal’e olan bağlılıklarını ifade ettiler.
Ankara, bu tarihten itibaren Milli Mücadele’nin kalbi haline geldi ve kurtuluşun sembolü olarak anılmaya başladı. Bu, Ankara’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olmasının temelini atan olaylardan biridir.
Ankara’nın Kurtuluş Savaşı’ndaki Rolü ve Başkent Olması
Ankara, Milli Mücadele’nin merkezi olarak önemli bir rol üstlendi. Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetleri’nin Ankara’daki faaliyetleri, Türkiye’nin bağımsızlığı için kritik bir yerdi. İşgal kuvvetlerine karşı direniş hareketinin örgütlenmesi, halkın bağımsızlık için mücadeleye katılımı Ankara üzerinden sağlandı. Mustafa Kemal ve arkadaşları, bu şehirde bağımsızlık mücadelesini yürütmeye devam ettiler.
Sonunda, 13 Ekim 1923’te Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak Ankara’nın seçilmesi kararlaştırıldı. Bu karar, Türkiye’nin yeni yönetim merkezinin nerede olacağını netleştirerek, Osmanlı İmparatorluğu’nun başkent İstanbul’dan farklı bir şehirde yeniden doğmasını simgeledi.
Atatürk ve Ankara: Cumhuriyetin Kuruluş Dönemi
Mustafa Kemal Atatürk, Ankara’yı sadece bir başkent olarak değil, aynı zamanda Cumhuriyetin modern yüzünü temsil eden bir şehir olarak görüyordu. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, Ankara’da modern bir başkent inşa etme çalışmaları hız kazandı. Mustafa Kemal’in vizyonu doğrultusunda, şehirde pek çok yeni bina, yol ve altyapı inşa edildi.
Ankara’nın bozkırlarına hayat vermek için Atatürk Orman Çiftliği gibi projeler hayata geçirildi. Bu projelerle birlikte, Atatürk hem Ankara’nın çehresini değiştirdi hem de halkın tarım ve hayvancılık alanında gelişimini sağladı.
Ankaralıların Atatürk’ü “Onursal Hemşehri” İlan Etmesi
Ankaralılar, 5 Ekim 1922 tarihinde Mustafa Kemal’e “Onursal Hemşehri” unvanı verdiler. Mustafa Kemal, Ankaralılar tarafından “Onursal Hemşehri” olarak kabul edilmekten büyük bir onur duydu. Bu unvan, Ankara halkının Atatürk’e olan sevgisini ve bağlılığını simgeliyordu. Aynı zamanda, Atatürk de bu unvanı kabul ederek kendini Ankaralı olarak kabul etti ve her dönem milletvekili olarak seçildi.
Ankara’nın Başkent Olarak Yükselişi ve Modernizasyonu
Ankara, başkent ilan edilmesinin ardından hızla gelişmeye başladı. Türkiye’nin hükümet merkezi olan Ankara, modern bir başkent olarak yeniden şekillendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) Ankara’da kurulması ve devletin resmi kurumlarının burada faaliyet göstermesiyle birlikte, Ankara bir yönetim ve kültür merkezi haline geldi.
Ankara’nın başkent olması, sadece şehir için değil, tüm Türkiye için büyük bir değişim sürecini başlattı. Yeni cumhuriyetin temelleri burada atıldı ve Atatürk’ün reformlarıyla birlikte modern Türkiye’nin yüzü değişti.
Anıtkabir ve Atatürk’ün Ebedi İstirahatgahı
Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünden sonra, onun anısına Ankara’da bir anıtkabir inşa edilmesi kararlaştırıldı. Atatürk’ün sonsuza dek Ankara’da, milletin kalbinde yatması, onun bu şehirle olan derin bağını simgelemektedir. Anıtkabir, sadece bir anıt değil, aynı zamanda Türk milletinin ona duyduğu minnet ve bağlılığın bir göstergesi olarak inşa edilmiştir.
Anıtkabir, her yıl milyonlarca kişi tarafından ziyaret edilmekte ve Atatürk’ün Türk milletine miras bıraktığı bağımsızlık, özgürlük ve modernleşme yolundaki çabaları hatırlanmaktadır. Bu anıt, Ankara’nın başkent olarak taşıdığı anlamı pekiştirerek, Atatürk’ün ulusun bağımsızlık mücadelesindeki yerini onurlandırmaktadır.