1789 Fransız İhtilalinden Neden ABD ve İngiltere Etkilenmemiştir?

0

1789 Fransız ihtilalinin sonunda ortaya çıkan ilkeler, tüm dünyayı etkilediği halde ABD ve İngiltere bu etkinin dışında kalmıştır. Bunun sebebi nedir?

Fransız Devrimi, 1789 yılında Fransa’da patlak veren ve kısa süre içinde tüm Avrupa’yı etkisi altına alan önemli bir siyasi, sosyal ve kültürel dönüşüm olayıdır. Bu devrim, monarşiye karşı halkın başkaldırısını, özgürlük, eşitlik ve kardeşlik gibi evrensel ilkeleri savunan bir hareket olarak tarih sahnesine çıkmıştır. Ancak, bu devrimin hemen ardından dünya çapında pek çok ülke Fransız Devrimi’nin etkilerinden doğrudan etkilenmemiştir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri (ABD) ve İngiltere, bu devrimden doğrudan etkilenmemiş, ancak dolaylı yoldan bazı fikirsel değişimlerden etkilenmişlerdir.

Fransız Devrimi’nin etkilerinin Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’yi doğrudan etkilememesinin temel sebepleri, coğrafi, siyasi, sosyal ve kültürel faktörler ile bu ülkelerin o dönemdeki diplomatik ve askeri durumu ile ilgilidir. Bu yazıda, 1789 Fransız Devrimi’nin bu iki ülke üzerindeki etkisizliğinin sebeplerini derinlemesine inceleyeceğiz. Ayrıca, Fransız Devrimi’nin getirdiği fikirlerin, sonraki yıllarda dünya siyasetini ve toplumsal yapıları nasıl etkilediğine de değineceğiz.

1789 Fransız İhtilalinden Neden ABD ve İngiltere Etkilenmemiştir?

Coğrafi ve Uzaklık Faktörü:

Fransız Devrimi, Avrupa’nın tam ortasında gerçekleşmiş ve Avrupa’nın içişlerine yoğun bir şekilde etki etmiş bir olaydır. Fransa, Batı Avrupa’nın önemli bir devletiydi ve devrim, buradaki siyasi yapıları doğrudan tehdit ediyordu. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’nin Fransız Devrimi’ne olan coğrafi uzaklığı, devrimin bu ülkelerde doğrudan bir etki yaratmasını engellemiştir. Amerika Birleşik Devletleri, o dönemde henüz genç bir cumhuriyet olup Avrupa’dan deniz yoluyla uzak bir kıtada yer almaktadır. İngiltere ise, Fransa ile kara sınırına sahip olmasına rağmen, Deniz Üssü’ne sahip olması ve deniz yoluyla ulaşım olanaklarının etkili olması nedeniyle coğrafi olarak Fransız devriminden daha uzak bir noktadadır.

Coğrafi uzaklık, haberleşmenin de yavaş olduğu bir dönemde, devrimin etkilerini sınırlamıştır. O dönemdeki ulaşım ve iletişim yöntemleri günümüz teknolojilerinden çok daha yavaştı; bu nedenle, devrim haberlerinin geniş bir coğrafyaya yayılması zaman alıyordu. Fransız Devrimi’nin etkileri, özellikle Batı Avrupa’daki yakın coğrafyadaki ülkelere hızla yayıldı, ancak denizaşırı bölgelerdeki etki, daha yavaş bir şekilde kendini gösterdi.

Siyasi ve Hukuki Farklılıklar:

Amerika Birleşik Devletleri, Fransız Devrimi sırasında bağımsızlık savaşını kazanmış ve kendi demokratik cumhuriyetini kurmuş bir ülkeydi. ABD’nin siyasi yapısı, Fransız Devrimi’nin temel ilkeleriyle uyumluydu. Amerikan devriminden sonra kurulan federal cumhuriyet, Fransız devriminde savunulan özgürlük, eşitlik ve demokrasi gibi kavramlarla uyumlu bir yapıya sahipti. Amerika’da yönetim, halkın seçtiği temsilciler aracılığıyla yapılırken, Fransız Devrimi’nin Fransız halkı tarafından bir monarşiye karşı başlatılmış olması, Amerikalıların bu devrime olan yaklaşımını farklılaştırmıştır. Amerika’da Cumhuriyetçi ilkeler, devrimin getirdiği fikirlerle örtüşse de, doğrudan devrime katılım veya etki söz konusu olmamıştır.

İngiltere, Fransız Devrimi’nden farklı bir siyasi yapıya sahipti. Monarşik bir hükümet sistemi içinde parlamenter bir yapı bulunuyordu. İngiltere’deki monarşi, Fransız monarşisinden farklıydı çünkü burada parlamento, yönetimde önemli bir rol oynuyor ve monark, anayasaya dayalı bir hükümetin parçasıydı. Bu nedenle, Fransız Devrimi’nin monarşiye karşı bir isyan olarak başlaması, İngiltere’nin siyasi yapısına doğrudan bir tehdit olarak algılanmadı. İngiltere’nin parlamenter yapısı, monarşinin yetkilerinin sınırlanması ve halkın bazı haklarının korunması gibi bazı benzerlikler gösterse de, İngiltere’de Fransa’daki gibi köklü bir toplumsal sınıf yapısı ve derin sınıf ayrımları bulunmamaktaydı.

Tarihsel ve Kültürel Farklılıklar:

Fransız Devrimi’nin nedenleri, Fransa’nın tarihsel yapısından ve derin sınıf ayrımlarından kaynaklanıyordu. Fransa, monarşinin güçlü olduğu ve feodal düzenin hâkim olduğu bir ülkeydi. Fransız halkı, zengin soylulardan ve kiliseden gelen baskılarla uzun yıllar boyunca karşı karşıya kalmıştı. Fransa’daki bu sınıf ayrımları, devrimci hareketin en temel sebeplerindendi. Fransa’daki yüksek vergiler, feodal düzenin ağır yükleri, yetersiz gıda ve kriz halindeki ekonomi, halkın isyan etmesine yol açtı.

Amerika Birleşik Devletleri ise, kendi topraklarında sömürgecilikten bağımsızlık savaşını kazanmış, oldukça farklı bir toplumsal yapıya sahip bir ülkedir. Amerikalılar, büyük ölçüde bağımsızlıklarını kazandıktan sonra kendi iç yönetimlerini kurmuş ve daha eşitlikçi bir toplum yapısına odaklanmışlardır. Bu durum, Fransız halkı ile karşılaştırıldığında farklı bir sosyal yapıyı ortaya çıkarmaktadır. İngiltere’de ise sosyal yapı daha tutarlı ve istikrarlıydı, çünkü ülkedeki monarşi, halkın büyük kısmıyla uyum içinde olmasa da, kendini devam ettirebilmiş ve zamanla toplumsal sorunlar azalmıştır.

Fransız İhtilali’nin Şiddeti ve Sonuçları:

Fransız Devrimi’nin özellikle Jakobenler dönemi, devrimin çok daha şiddetli ve radikal bir hal almasına yol açmıştır. 1793-1794 yılları arasında Robespierre liderliğindeki Jakobenler, devrimi savunmak için terör ve sansürsüz şiddet kullanmış, bu dönemde binlerce kişi giyotinle idam edilmiştir. Bu şiddet dalgası, Fransa dışındaki ülkelerde, özellikle İngiltere ve Amerika’da devrimin nasıl algılandığını etkilemiştir. Şiddetli ve kaotik bir devrim olarak görülen Fransız Devrimi, diğer ülkelerdeki hükümetlerin korkmasına neden olmuş ve devrimin yayılmasını engellemeye çalışmışlardır.

Fransız Devrimi’nin şiddeti, İngiltere ve Amerika’da büyük bir tepki uyandırdı. İngiltere, Fransız devrimini bastırmak amacıyla bir dizi askeri ve diplomatik hamle gerçekleştirmiştir. Amerika Birleşik Devletleri ise devrim sırasında tarafsız bir politika izlemiş ve Avrupa’daki savaşlardan uzak durmayı tercih etmiştir. Ancak, bu dönemde Amerikan halkı içinde bazı devrimci fikirler yayılmaya başlamış ve Fransa’nın özgürlük ve eşitlik talepleri, Amerika’da bazı gruplar tarafından ilham kaynağı olarak kabul edilmiştir.

Diplomatik ve Askeri Durum:

Fransız Devrimi’nin ardından, Fransa’da kurulan yeni Cumhuriyet, Avrupa’daki monarşilerle büyük bir çatışma içerisine girmiştir. Avusturya, Prusya, İngiltere gibi monarşist güçler, Fransız devrimini tehdit olarak görmüş ve savaş ilan etmişlerdir. Bu, Fransız Devrimi’nin iç politikası ve askeri gücü üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuştur. Bu savaşlar, Fransız Cumhuriyeti’ni dış müdahalelerden korumaya yönelik bir strateji olarak uygulanmıştır. Amerika Birleşik Devletleri, bu dönemde tarafsızlık politikasını benimsemiş ve Fransız Devrimi ile doğrudan bir müdahale içinde olmamıştır.

Sonuç ve Etkiler:

Fransız Devrimi, Amerika Birleşik Devletleri ve İngiltere’yi doğrudan etkilememiş olsa da, devrimin getirdiği özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri ilerleyen yıllarda dünya siyaseti ve toplumu üzerinde büyük etkilere yol açmıştır. Fransız Devrimi’nin özellikle demokratik ve liberal fikirleri, dünya genelindeki pek çok ülkenin toplumsal ve siyasi yapısını etkilemiştir. Amerika Birleşik Devletleri, Fransız Devrimi’nin etkilerini ideolojik olarak paylaşmış olsa da, kendi iç siyasetinde Fransız Devrimi’nin yaratacağı kaosu gözlemleyerek temkinli bir duruş sergilemiştir. İngiltere ise devrimin yayılmasını engellemeye yönelik dış politikalar geliştirmiştir. Ancak, tüm bu gelişmelerin yanında, Fransız Devrimi’nin fikirleri zamanla uluslararası düzeyde etkisini göstermiş ve modern demokratik hareketlerin temellerini atmıştır


Leave A Reply