“Beden doğmadan önce neydiniz?” sorusunun derin anlamını keşfetmek için bir rehberdir. Amaç, bu sorunun zihinsel cevaplarla veya inançlarla değil, doğrudan deneyimle anlaşılmasını sağlamaktır.
Bedeniniz Doğmadan Önce Neydiniz?
Bu soru zihninizin ne olduğunuza dair hikayeler ya da inançlar yaratması için sorulmamıştır. Bu soru kelimelerle veya düşüncelerle cevaplanacak bir soru değil, farkına varılacak ve hissedilecek bir sorudur. Bu keşifte, doğrudan deneyiminizde gerçekte ne olduğunuzu keşfetmeniz için size rehberlik edeceğim. Cevap benim vereceğim bir şey değil, sizin kendi kendinize hissedeceğiniz bir şey.
Hadi sorarak başlayalım: Bedeniniz doğmadan önce neydiniz?
İçe Dönün, Dışa Değil
Bu yolculuk boyunca söylediğim hiçbir şeye inanmayın. Bu deneyim için bilgiye ya da inançlara ihtiyacınız olmayacak. Kanıt için kendinize dönün, bana değil. Benim sözlerim yalnızca size kendinize dönmeniz için yol gösteren işaretlerdir. Sözcüklerin kendileri önemsizdir; sadece dikkatinizi yönlendirmeyi amaçlarlar.
Kendinize sorarak başlayın: Farkında mıyım?
Cevap hakkında düşünmeyin. Bunun yerine, doğrudan deneyiminizde farkındalık olduğunu doğrulayan şeyin ne olduğunu fark edin. Eğer aramaya başlarsanız, bakma eyleminin kendisinin de farkında olduğunuzu fark edin. Bu, her zaman zahmetsizce farkında olduğunuz anlamına gelir – aramanıza gerek yoktur.
Farkındalık Zahmetsizdir
Farkındasınız ve bu gerçeği doğrulamak için çaba sarf etmenize gerek yok. Kendinizi kontrol edin: Bu farkındalık her zaman burada mı? Hiç yok oldu mu?
Asıl zorluk farkındalığı nasıl algıladığımızla ilgilidir. Genellikle bunun kişisel olduğunu düşünürüz – benim farkındalığım bana, onların farkındalığı da onlara aittir. Ancak bu doğru değildir. Farkındalığı araştırdığınızda, onun herhangi bir bireyle sınırlı olmadığını keşfedeceksiniz. Bedeninizi ve zihninizi algılayan farkındalık, diğer tüm bedenleri ve zihinleri algılayan farkındalıkla aynıdır.
Sahiplik Yanılsaması
Farkındalığın “ben ”e ait olduğu fikri sadece bir düşüncedir, ego tarafından yaratılan bir kişiliktir. Farkındalık bu kişiliğin farkındadır ama kişiliğin kendisi gerçekte var değildir. Bu bir düşünceler bütünü, uydurulmuş bir kimliktir ve gerçekte olduğunuz şey değildir.
Bunu bir düşünün: Olduğunuzu düşündüğünüz kişi yaşamınız boyunca sayısız kez değişmiştir. Yine de sabit bir şey, tüm bu değişimleri gözlemleyen değişmeyen bir şey kaldı. Bu değişmeyen öz sizin kim olduğunuz değil, ne olduğunuzdur.
Hiç Olmak
Tüm çabayı bırakmak ve hiçbir şey olmamak için bir an ayırın. Adınızı, geçmişinizi, geleceğinizi, inançlarınızı ve yargılarınızı bırakın. Etiketleme veya anlama ihtiyacını bırakın. Hiç olmak bir boşluk durumuna ulaşmakla ilgili değildir; çabayı bırakmakla ilgilidir.
Düşünceler ortaya çıkabilir ve bu sorun değildir. Bu deneyim için gerekli değiller. Anlamaya veya kontrol etmeye çalışmayı bırakın. Tutunmayı bıraktığınızda geriye ne kalır?
Zamansız Farkındalık
Size işaret ettiğim şey, beden var olmadan önce olduğunuz şeydir: farkındalık, Tanrı, Bilinç. Bunlar sadece aynı gerçeğe işaret eden etiketlerdir. Bu farkındalık zamansızdır. Bedeniniz doğmadan önce buradaydı ve bedeniniz çözüldükten sonra da burada olacak.
Bu farkındalık kişisel değildir. Büyükanne ve büyükbabanız doğmadan önce, herhangi bir tarihi figür var olmadan önce de mevcuttu. Sonsuzluktan beri burada olan aynı farkındalıktır.
Kendinize sorun: Eğer farkındalık bedeni gözlemliyorsa, bu onun beden var olmadan önce de burada olduğu anlamına gelmez mi? Bu benim beden olmadığım anlamına gelmez mi?
Bu farkındalık bedene ait değildir. Annenizin, büyükannenizin ve hatta Abraham Lincoln’ün bedeninin de farkındaydı. Bu aynı farkındalıktır, değişmez ve evrenseldir.
Ne Olduğunuzu Hatırlamak
Sahte kimlikleri – bedeni, zihni, “ben ‘i – bıraktıkça, ebedi bir varlığı hissetmeye başlayacaksınız: ’ Ben hep buradaydım” hissi. Bu farkındalık zamansızdır, doğum ya da ölümle bağlantılı değildir.
Dini metinlerde bu kavram yankılanır. Örneğin, Hıristiyanlıkta şöyle denir:
“Başlangıçta Tanrı gökleri ve yeri yarattı. Her şey onun aracılığıyla var oldu.”
Tanrı’nın başlangıcı ya da sonu yoktur, tıpkı farkındalığın başlangıcı ya da sonu olmadığı gibi. Her şey bu farkındalık içinde ortaya çıkar.
Varoluşun Temeli Olarak Farkındalık
Farkındalığı uzay gibi düşünün: O her şeyin temelidir. Uzay her şeyin var olmasına izin verir ama varlığı için hiçbir şeye bağlı değildir. Benzer şekilde, farkındalık da tüm deneyimlerin içinde ortaya çıkmasına izin verir ama yine de dokunulmamış ve ebedi kalır.
Bedeniniz doğmadan önce olduğunuz şey budur. Siz bu farkındalıksınız, bu zamansız Bilinçsiniz. Sen hep buradaydın.
Büyük Unutuş
Birçoğumuz bu gerçeği unutmuş durumdayız. Bedenlerimiz ve zihinlerimiz Tanrı’nın ya da farkındalığın bizden ayrı bir şey olduğuna inanmaya derinden şartlanmıştır. Bu, insanlık tarihindeki en büyük yanılgılardan biridir.
Ama bunun için benim sözüme inanmanıza gerek yok. Kendi Bilincinizin doğasını keşfedin. Buda ve İsa gibi büyük varlıklar bu yolda yürümüş ve aynı gerçeği keşfetmişlerdir.
Asla Doğmadınız ve Asla Ölemezsiniz
Gerçekte olduğunuz şey her zaman var olmuştur. Asla doğmadınız ve asla ölmeyeceksiniz. Beden ve zihin değişebilir ama onları gözlemleyen farkındalık değişmeden kalır.
İşte siz busunuz. Her zaman olduğunuz şey. Ve her zaman da öyle olacaksınız.