19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Nedir? Hakkında Yazı

0

19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı nedir? Türk milletinin bağımsızlık mücadelesinin başlangıcı olan bu özel günün anlam ve önemini keşfedin. Detaylı bilgi yazımızda!

19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı

Atatürk ve 19 Mayıs: Kurtuluş Mücadelesinin İlk Adımı

19 Mayıs 1919, Türk milletinin bağımsızlık yolunda attığı ilk adımın tarihidir. O gün Mustafa Kemal Atatürk, Bandırma Vapuru ile Samsun’a ayak bastı ve milli mücadelenin meşalesini yaktı.

Osmanlı Devleti, 1914-1918 yılları arasında I. Dünya Savaşı’nda Çanakkale’de, Ortadoğu’da büyük kahramanlıklar gösterse de savaşın sonunda müttefiki Almanya’nın yenilgisi nedeniyle yenik sayıldı. Bu durum, Osmanlı Devleti’nin İtilaf Devletleri ile Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalamasıyla sonuçlandı. Antlaşma hükümleri yurdumuzun işgal edilmesine neden oldu. Fransızlar Adana’ya, İtalyanlar Antalya’ya, Yunanlılar İzmir’e asker çıkardı. İngilizler Samsun’u işgal ederken, İstanbul tüm İtilaf Devletleri’nin kontrolüne girdi. Türk milletine yalnızca Ankara ve çevresi bırakıldı.

Padişah Vahdettin ise tahtını koruma derdindeydi. O karanlık günlerde Türk milletinin umudu, Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal oldu. İstanbul’da kurtuluş planları yapan Mustafa Kemal, arkadaşlarıyla fikir alışverişinde bulundu. Padişahı ziyaret etti ancak onun ümitsizliği ve teslimiyetçi tavrı karşısında kurtuluşun ancak halkın azim ve kararlılığıyla mümkün olacağını gördü. Samsun’daki 9. Ordu Müfettişliği göreviyle yola çıkarken, yolunun kesileceği haberini aldı. Buna rağmen, “Tutsak yaşamaktansa denizde boğulmak iyidir.” diyerek Bandırma Vapuru’yla yolculuğunu sürdürdü.

Samsun’a vardığında Mustafa Kemal, halkın umudunu yeniden yeşertti. Havza’ya, Amasya’ya ve ardından Erzurum ile Sivas’a uzanan bu kurtuluş yolculuğu, Türk milletinin bağımsızlık destanının ilk satırlarını yazdı. Halkın kararlılığı, Mustafa Kemal’in liderliğiyle birleşerek kurtuluş güneşinin doğmasını sağladı.

19 Mayıs, Atatürk için yalnızca bir tarih değil, bir doğuştu. Bu önemli günü “doğum günüm” olarak kabul eden Atatürk, 19 Mayıs’ı Türk gençliğine armağan etti ve Cumhuriyetin en büyük koruyucuları olarak gençliği işaret etti.

Her yıl 19 Mayıs’ta Samsun’dan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden alınan topraklar, törenlerle Ankara’ya getirilir. Stadyumlarda spor gösterileri yapılır, okullarda coşkulu etkinlikler düzenlenir. Atatürk’e duyulan sevgi ve minnet, gençlerin okuduğu şiirlerle bir kez daha dile getirilir.

19 Mayıs 1919, yalnızca bir gün değil, bir milletin yeniden doğduğu, bağımsızlık ateşinin yandığı, özgürlüğe yürüyüşün başladığı gündür. Ve bu tarih, sonsuza dek Türk gençliğinin onurla taşıyacağı bir bayrak olarak dalgalanacaktır.

19 Mayıs 1919: Kurtuluşun İlk Adımı

Yurdumuz, dört bir yanı düşmanlar tarafından işgal edildiğinde karanlık bir döneme girmişti. Osmanlı Devleti’nin hükümeti düşmana boyun eğmiş, vatan topraklarının işgalini çaresizlikle kabul etmişti. Ancak Türk milleti, binlerce yıllık şanlı tarihine gölge düşürecek bu durumu kabullenemezdi. Türk, esaret altında yaşamayı hiçbir zaman kabul etmemişti ve yine etmeyecekti. Kadını, erkeği; genci, yaşlısı her birey, Anadolu’nun her köşesinde, vatanını savunmak için elinden geleni yapıyordu. Can verirdi ama yurdunu düşmana teslim etmezdi.

Bu karanlık günlerde Türk milletinin umut ışığı olan Mustafa Kemal Paşa (Atatürk), kurtuluş mücadelesinin ilk adımını atmaya karar verdi. Elimizdeki imkânlar kısıtlı, düşmanlarımız bizden hem sayıca hem de silah bakımından çok daha üstündü. Ancak bizim yüreğimizde sönmez bir inanç, milli şerefimiz ve her şeyimizi feda edebileceğimiz bir bağımsızlık aşkı vardı. İşte bu güçle Atatürk, 19 Mayıs 1919 sabahı Bandırma Vapuru’yla Samsun’a çıktı. O gün doğan güneş, karanlığa gömülen Türk milletine yepyeni bir günün müjdesini verdi.

Türk milleti, Atatürk’ün önderliğinde yeniden ayağa kalktı. Bağımsızlık ateşi Samsun’da yandı, Anadolu’nun dört bir yanına yayıldı. Kadın, erkek; genç, yaşlı demeden herkes bu mücadelede yer aldı. Ülkemizin doğusunda parlayan kurtuluş güneşi, karanlıkları dağıttı ve özgürlük yolunu aydınlattı.

Kurtuluş Savaşı, tam iki yıl süren zorlu bir mücadeleydi. Atatürk’ün eşsiz liderliği ve Türk milletinin sarsılmaz kararlılığı ile düşmanlar, İzmir’den denize dökülerek yurdumuzdan tamamen çıkarıldı. 9 Eylül 1922’de düşman İzmir’i terk ettiğinde Türk milletinin bağımsızlığı yeniden kazanılmıştı. Ancak bu zafer, yalnızca işgalcileri yenmekle kalmadı; aynı zamanda Türk milletinin geleceğini aydınlatan Cumhuriyet’in de yolunu açtı. 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet ilan edildi ve Türk milleti, kendi kaderini tayin etme hakkına kavuştu.

Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı anlattığı büyük eseri Nutuk’ta bağımsızlığımızı ve Cumhuriyet’i Türk gençliğine emanet etti. Çünkü bu milletin geleceği, her zaman gençlerin azim ve kararlılığına dayanıyordu. Atatürk, 19 Mayıs’ı Gençlik ve Spor Bayramı olarak Türk gençliğine armağan etti.

Her 19 Mayıs’ta, Türk gençliği büyük bir coşku ve gururla Atalarını anar, bağımsızlık ve Cumhuriyet uğruna verilen mücadeleyi hatırlar. Stadyumlarda, meydanlarda toplanan gençler, Atatürk’ün emanetini ilelebet koruyacaklarına dair söz verirler. Ve her 19 Mayıs’ta bu inanç, bu gurur şu sözlerle bir kez daha dile gelir:

“Ne mutlu Türk’üm diyene!”


Leave A Reply