20. Yüzyıl Türk Edebiyatı, Ulusal Edebiyat Akımının Özellikleri ve Öne Çıkan Sanatçılar

0

20. yüzyıl Türk edebiyatının Ulusal Edebiyat akımı nasıl bir dönüşüm geçirdi? Türkçenin sadeleşmesi, halkın yaşantılarının edebiyata yansıması ve önemli sanatçılar kimlerdi? Ulusal Edebiyat akımının belirleyici özellikleri nelerdir?

XX. yüzyıl Türk edebiyatı, özellikle Ulusal Edebiyat akımının etkisiyle Türk milletinin kültürel ve dilsel kimliğini belirginleştiren önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu akım, modern Türk edebiyatının temellerini atarken, aynı zamanda Türk dilinin ve halkının değerlerini yansıtan eserlerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Ulusal Edebiyat akımının başlıca özelliklerini şu şekilde sıralayabiliriz:

20. Yüzyıl Türk Edebiyatı

1. Dil Kullanımı

Ulusal Edebiyat akımının en belirgin özelliği, Türkçeyi kesinlikle yazı dili olarak kullanma tutumudur. Bu tutum gereği, dilin sadeleştirilmesi ve anlaşılabilirliğin artırılması amacıyla pek çok yenilik yapılmıştır.

  • Türkçede karşılıkları bulunan Arapça ve Farsça sözcükler, mümkün olduğu kadar kullanılmamıştır. Bu durum, halkın günlük yaşamında daha rahat anlayabileceği bir dilin tercih edilmesine yol açmıştır.
  • Farsça’nın dil kurallarıyla yapılan tamlamalar terk edilmiş, bunun yerine Türk dilinin kurallarıyla yapılan tamlamalar kullanılmıştır. Bu, dilin doğal yapısına sadık kalınarak yapılan bir dil reformudur.
  • Arapça ve Farsça çoğul takıları kaldırılmış ve yerine Türkçe çoğul takıları getirilmiştir. Bu da dilin özgün yapısına uygun bir gelişim sağlamıştır.
  • Türk dilinin genel karakteri gereğince, düşüncenin kolayca anlaşılmasını sağlayacak şekilde kısa ve net ifadeler kullanılmıştır. Uzun cümle yapıları, virgüller ve «ve» bağlayıcılarıyla yapılan uzatmalardan kaçınılmıştır.

Bu dil devrimi, Türkçeyi halkın rahatlıkla anlayacağı bir seviyeye getirme amacını taşımıştır ve dilin yalnızca yazılı değil, aynı zamanda sosyal hayatta da etkin bir biçimde kullanılmasını sağlamıştır.

2. Anlatımda Sadelik ve Süslemeler

Ulusal Edebiyat akımının bir başka önemli özelliği ise, gereksiz mecaz ve süslü ifadelerden kaçınılmasıdır. Sanatçılar, edebiyatı halkla buluşturmak amacıyla, anlatımda sadeliği ve doğallığı tercih etmişlerdir.

  • Süslü yazma gayretine düşülmemiştir, bunun yerine anlatıma güç katacak sanatlara yalnızca gerektiğinde başvurulmuştur. Bu, edebiyatın amacının estetik değil, daha çok anlam ve duygu aktarımı olduğu bir anlayışı yansıtmaktadır.
  • Olayların ve karakterlerin tanımlanmasında tasvirler yapılmış, ancak bu tasvirler gereksiz betimlemelerden kaçınılarak sadece olayın atmosferini ya da karakterin özelliklerini belirtecek şekilde kullanılmıştır.

Bu yaklaşım, yazının halkla daha samimi bir dilde buluşmasını sağlayarak, edebiyatın amacına daha verimli ulaşmasını mümkün kılmıştır.

3. Nazım ve Nesirde Açıklık

Ulusal Edebiyat akımı, özellikle nesir (düzyazı) ve nazım (şiir) türlerinde açıklık (vuzuh) ve birliğe (insicam) büyük önem vermiştir.

  • Nazımda özellikle açıklık ön plana çıkmıştır. Şairler, duygu ve düşüncelerini sade bir dille ifade etmeye çalışmışlar, fazla sanatlı söyleyişlerden kaçınmışlardır.
  • Nesirde de benzer bir tutum izlenmiş, anlatımın net ve anlaşılır olması için gereksiz süslü anlatım biçimlerinden kaçınılmıştır. Bu, özellikle toplumcu ve halkçı bakış açısını benimseyen şairlerin ve yazarların yazınsal ürünlerinde belirgin bir şekilde görülür.

4. Konu Seçimi

Ulusal Edebiyat akımında, edebiyatın temasını belirlerken toplumsal olaylar ve tarihi süreçler dikkate alınmıştır.

  • Balkan ve Birinci Dünya Savaşlarının Türk milletine yaşattığı haksızlıklar ve halkın yaşadığı sosyal ıstıraplar, bu dönemin en çok işlenen konularından biri olmuştur. Sanatçılar, savaşın yarattığı felaketlere ve bu felaketlerin insan psikolojisi üzerindeki etkilerine odaklanmışlardır.
  • İstiklâl Savaşı ve Cumhuriyet devrimlerinin toplumsal zihniyet ve sosyal düzende yarattığı değişimler, yazarların eserlerinde sıklıkla yer almıştır. Cumhuriyetin ilanıyla birlikte, daha ilerici ve dinamik bir tutum benimsenmiştir.
  • Anadolu’nun köylerinde yaşayan halkın yaşantısı, şehirlerin ve Batılılaşmanın gözden kaçırdığı gerçek insan portreleri, Ulusal Edebiyat akımının önemli konuları arasında yer almıştır. Sanatçılar, köylülerin gerçek yaşamlarını ve iç dünyalarını keşfetmeye yönelmişlerdir.

Bu konu seçimi, batı taklitçiliğinden uzaklaşarak, Türk halkının kendi değerlerine ve yaşam biçimlerine odaklanmayı amaçlamıştır.

5. Şiir ve Ölçü

Ulusal Edebiyat akımında, şiir dilinin yeniden şekillendiği bir dönem yaşanmıştır. Bu dönemde hece ölçüsü, aruz ölçüsüne karşı tercih edilmiştir.

  • Halk şiirinin ölçüsü olan hece ölçüsü, şiirlerde yaygın olarak kullanılmaya başlanmıştır. Böylece şiir, halkın diline yakın bir biçimde seslendirilmiş, halkla daha kolay bir bağ kurulmuştur.
  • Şairler, üçlük ve dörtlük birimleriyle şiirler yazmış, mısra sayısının fazla olduğu bölümlerle manzumeler oluşturmuşlardır.
  • Ayrıca, kafiye anlayışında da değişiklikler olmuş, bazı şairler, halk edebiyatından gelen yarım kafiyeyi kullanarak, kafiye kısıtlamalarından kurtulmuşlardır. Bu sayede şairler, duygu ve düşüncelerini daha serbest bir şekilde ifade etme imkânı bulmuşlardır.

6. Genç Şairlerin Yaratıcı Yolları

Ulusal Edebiyat akımında, özellikle genç kuşak şairleri, daha serbest bir nazım anlayışını benimsemişlerdir. Ölçü ve kafiye zorunluluğundan kurtulmuş, serbest nazım alanında da başarılı örnekler sunmuşlardır.

  • Serbest nazım, şairlerin daha fazla özgürlük içinde eser vermelerine olanak tanımış ve şiirin şekilsel kısıtlamalarını ortadan kaldırmıştır.

Bu serbestlik, Türk şiirinde yenilikçi bir yaklaşımın önünü açmış ve şairlerin **duygularını ve düşüncelerini daha özgürce ifade etmelerini sağlamıştır.

7. Roman ve Hikâye Türünde Gerçekçilik

Ulusal Edebiyat akımında, roman ve hikâye türü teknik açıdan daha olumlu bir yol izlemiştir. Gerçekçi bakış açısı edebiyatımıza tam anlamıyla yerleşmiş, yazın dünyasında sosyal gerçekleri yansıtan eserler ortaya çıkmıştır.

  • Toplumun içindeki farklı kesimlerin yaşamlarını ve sorunlarını ele alan eserler, halkın gerçek yaşantılarını sanat yoluyla ortaya koymaya çalışmıştır.

8. Cumhuriyet Dönemi Tiyatrosu

Cumhuriyet devri, tiyatro sanatında yeniden bir canlanmaya sahne olmuştur. Tanzimat Edebiyatı’ndan başlayan, Servet-i Fünun edebiyatı tarafından sekteye uğratılan tiyatro, Cumhuriyet dönemiyle birlikte yeniden hız kazanmıştır. Batı tarzı sahne tekniği ve sahne sanatçılığı, Cumhuriyet dönemi tiyatrosunda kendini göstermiştir.

9. Çeviri ve Telif Eserler

Cumhuriyet devrinde, çeviri eserlerin yanı sıra, özellikle telif eserlerin üretimi hızlanmıştır. Ancak buna rağmen, kendi yazarlarımızın ürettiği eserlerin daha da artması gerektiği düşüncesi de sıklıkla dile getirilmiştir.

XX. Yüzyıl Türk Edebiyatının En Önemli Sanatçıları

XX. yüzyıl Türk edebiyatında, özellikle Ulusal Edebiyat akımını benimsemiş olan pek çok önemli sanatçı bulunmaktadır.

1. Nazım Alanında

  • Cumhuriyet Öncesi: Mehmet Emin Yurdakul, Mehmet Akif Ersoy, Ahmet Haşim, Yahya Kemal Beyatlı, Orhan Seyfi Orhon, Faruk Nafiz Çamlıbel, Mithat Cemal Kuntay.
  • Cumhuriyet Dönemi: Kemalettin Kamu, Ahmet Kutsi Tecer, Ahmet Hamdi Tanpınar, Behçet Kemal Çağlar, Cahit Sıtkı Tarancı, Orhan Veli Kanık.

2. Nesir Alanında

  • Cumhuriyet Öncesi: Ziya Gökalp, Fuat Köprülü, Ömer Seyfettin, Halide Edip Adıvar, Yakup Kadri Karaosmanoğlu.
  • Cumhuriyet Dönemi: Bekir Sıtkı Kunt, Yaşar Kemal, Sait Faik, Orhan Kemal.

XX. yüzyıl Türk edebiyatı, sadece Türk milletinin kimliğini yansıtan bir dönemi değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel dönüşümün de izlerini taşıyan önemli bir edebiyat tarihidir. Bu dönemdeki sanatçılar, halkla bütünleşen, dilde sadelik ve toplumun sorunlarına duyarlı bir edebiyat anlayışını benimsemişlerdir.


Leave A Reply