Abdullah Biraderler Kimdir? Osmanlı’da Fotoğraf Sanatının Öncüleri ve Padişahın Özel Fotoğrafçıları

0

Abdullah Biraderler kimdir? Osmanlı’da fotoğrafçılığın gelişimine nasıl katkıda bulundular? Sultan Abdülaziz ve II. Abdülhamit’in özel fotoğrafçıları olarak hangi başarılara imza attılar? Ermeni asıllı üç kardeşin, Osmanlı döneminde fotoğraf sanatını nasıl zirveye taşıdığını keşfedin.

Osmanlı İmparatorluğu’nda fotoğrafçılığın gelişimi, 19. yüzyılın ortalarına kadar uzanır. Bu dönemde önemli bir rol üstlenen üç Ermeni kardeş, Viçen (1820-1902), Kevork (1839-1918) ve Hovsep (1830-1908), fotoğraf sanatının Osmanlı topraklarında ilerlemesine büyük katkı sağlamışlardır. Kardeşler, Abdullah Biraderler olarak tanınacak ve İstanbul’un en ünlü fotoğrafçılarından biri haline geleceklerdir. Sultan Abdülaziz’in ve diğer yabancı misafirlerin fotoğraflarını çekmeleri sayesinde, o dönemin en tanınan sanatçıları arasına girmişlerdir.

Sultan Abdülmecit

Sultan Abdülmecit

Abdullah Biraderler’in Erken Yılları ve İstanbul’a Yolu

Abdullah Biraderler’in fotoğrafçılıkla olan ilişkisi, İstanbul’a geldikleri yıllarda başlamıştır. Kevork, sanat eğitimi almak için gittiği Venedik’ten döndüğünde, kardeşleriyle birlikte Alman kimyager Rabach’ın fotoğraf stüdyosunu devralmışlardır. Bu stüdyo, Beyazıt’ta bulunuyordu ve burada Viçen, dört yıl boyunca çalışmıştı. Bu dönemde, Viçen Müslüman olmuş ve adını Abdullah olarak değiştirmiştir. Bu değişim, fotoğrafçılık kariyerlerini etkileyerek, stüdyolarının ismini Abdullah Biraderler olarak değiştirmelerine yol açmıştır.

Kardeşlerin bu stüdyo, kısa sürede İstanbul’un en önemli fotoğrafçılık merkezi haline gelmiş ve bu dönemin saray çevresi ve sosyal hayatının en önemli belgelereni Abdullah Biraderler tarafından çekilmiştir.

Ayasofya

Ayasofya

Sultan Abdülaziz’in Fotoğrafçısı Olmak

Sultan Abdülaziz’in Abdullah Biraderler’e olan ilgisi, onların şöhretini artırmıştır. 1863 yılında, Sultan Abdülaziz, Abdullah Biraderler‘i İzmit’teki av köşküne çağırarak portresini çektirmiştir. Fotoğraf o kadar beğenilmiştir ki, Sultan Abdülaziz, bu fotoğrafı resmi bir fotoğraf olarak kabul ettirmiş ve bundan sonra yalnızca Abdullah Biraderler’in çektiği fotoğrafların resmi fotoğraf olarak geçeceğine dair bir emir vermiştir. Bu, Abdullah Biraderler’in Osmanlı İmparatorluğu’ndaki fotoğrafçılık kariyerini daha da pekiştiren bir gelişme olmuştur.

Sultan Abdülaziz

Sultan Abdülaziz

Padişahların Fotoğrafları ve Saray Çevresi

Abdullah Biraderler, yalnızca Sultan Abdülaziz’in değil, aynı zamanda diğer padişahların da fotoğrafçısı olmuştur. Sultan II. Abdülhamit, onlara özel olarak fotoğraf çekme görevi vermiş ve böylece Abdullah Biraderler, Osmanlı sarayı ve çevresi ile ilgili çok değerli bir fotoğraf koleksiyonu oluşturmuşlardır. Bu koleksiyon, dönemin saray yaşamını, moda anlayışını ve Osmanlı kültürünün önemli yönlerini belgelemiştir. Ayrıca, padişahın etrafındaki diğer önemli simaların ve saray halkının da fotoğrafları çekilmiştir.

Cuma Selamlığı

Cuma Selamlığı

Abdullah Biraderler’in Ünlendiği Dönem

Abdullah Biraderler, 1867’de Paris Sanat Sergisi’ne İstanbul Manzaraları ve Tarihi Türk Silahları adlı albümlerini göndermişlerdir. Bu albümler, uluslararası alanda büyük beğeni kazanmış ve Avrupa’da dikkat çekmişlerdir. Aynı zamanda, İngiltere Kralı Edward da Abdullah Biraderler’in fotoğraf stüdyosunu ziyaret etmiş ve ailesinin fotoğraflarını çektirmiştir. Abdullah Biraderler’in stüdyosu, yurt dışından gelen misafirlerin uğrak yeri haline gelmiş ve bu durum, onların ününü daha da pekiştirmiştir.

II. Abdülhamit Hamidiye Camisinde cuma selamlığında

II. Abdülhamit Hamidiye Camisinde cuma selamlığında

Mısır’da Yeni Bir Şube: Kahire

Abdullah Biraderler’in sanatı, yalnızca İstanbul ile sınırlı kalmamış, 1886 yılında Mısır’a açılmışlardır. Kahire’de yeni bir şube açarak, burada 9 yıl boyunca fotoğrafçılık yapmışlardır. Bu dönemde, Abdullah Biraderler, hem Mısır’daki yerel halkı hem de Osmanlı İmparatorluğu’ndaki elitleri fotoğraflamış ve böylece hem Osmanlı İmparatorluğu’nda hem de Arap dünyasında önemli bir üne kavuşmuşlardır.

Ayasofya Çanı

Ayasofya Çanı

Abdullah Biraderler‘in Kültürel Mirası

Abdullah Biraderler, sadece saray yaşamını ve padişahları değil, aynı zamanda İstanbul’un tarihi ve kültürel dokusunu da fotoğraflamışlardır. Özellikle Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii gibi önemli yapıları fotoğraflamışlar ve bu eserlerin dönemsel değişimlerini belgeleyerek, İstanbul’un tarihi hakkında paha biçilmez bir görsel arşiv oluşturmuşlardır. Ayrıca, yerel halkı ve onların geleneksel kıyafetlerini de fotoğraflayarak, Osmanlı halkının günlük yaşamını belgelemeyi başarmışlardır.

abdullah biraderler

Abdullah Biraderler’in Fotoğraf Anlayışı ve Yöntemleri

Abdullah Biraderler’in fotoğrafçılık anlayışı, dönemin teknik imkanlarına rağmen oldukça gelişmişti. Portre fotoğrafçılığı kadar, manzara fotoğrafçılığı ve toplumun sosyal yaşantısını belgelemek konusunda da önemli çalışmalar yapmışlardır. Fotoğraflarına, sadece estetik değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel bir derinlik de katmışlardır. Her fotoğraf, bir zaman dilimini ve bir yaşam biçimini yansıtırken, aynı zamanda dönemin değişimlerini ve dönüşümlerini de gözler önüne sermektedir.

Abdullah Biraderler’in Öne Çıkan Eserleri ve Albümleri

Abdullah Biraderler’in belki de en önemli katkılarından biri, fotoğraf albümleri ve sergileridir. 1867 Paris Sanat Sergisi’nde sergilenen albümler, dönemin en büyük sanat sergilerinden birine katılarak, onların sadece yerel değil, uluslararası çapta da tanınmasına yardımcı olmuştur. İstanbul Manzaraları ve Tarihi Türk Silahları albümleri, sadece görsel sanatlar açısından değil, aynı zamanda Osmanlı kültürünün ve tarihinin korunması açısından da büyük bir öneme sahiptir.

Abdullah Biraderler’in Sonraki Kuşaklara Bıraktığı Miras

Abdullah Biraderler, Osmanlı fotoğrafçılığının öncüsü olarak tarihe geçmiş ve bu sanatı bir meslek haline getirmiştir. Onların eserleri, sadece sanat galerilerinde sergilenmekle kalmamış, aynı zamanda günümüz modern fotoğrafçılığı için de birer ilham kaynağı olmuştur. Hem teknik anlamda hem de estetik anlamda büyük bir yenilik getiren Abdullah Biraderler, günümüz fotoğrafçılığının temellerini atan önemli isimlerden birisi olarak kabul edilmektedir.

Sonuç

Abdullah Biraderler, Osmanlı İmparatorluğu’nda fotoğrafçılığın gelişmesine büyük katkı sağlamış, hem padişahların hem de saray çevresinin fotoğraflarını çekerek tarihe tanıklık etmişlerdir. Sosyal yaşamı ve İstanbul’un tarihi yapıları gibi unsurları fotoğraflayarak, günümüze ulaşan çok değerli bir görsel arşiv oluşturmuşlardır. Ayrıca, Paris Sanat Sergisi gibi uluslararası alanda kendilerini tanıtarak, adlarını duyurmuş ve dünyaca tanınan sanatçılar haline gelmişlerdir. Abdullah Biraderler’in fotoğrafçılığı, sadece bir meslek değil, aynı zamanda bir sanat formu olarak Osmanlı İmparatorluğu’na kalıcı bir miras bırakmıştır.


Leave A Reply