Cthulhu’nun Çağrısı (H.P. Lovecraft) Hikayesinin Özeti ve Karakterleri Hakkında Bilgi

0

H.P. Lovecraft’ın Cthulhu’nun Çağrısı isimli kısa öyküsünün özeti nedir? H.P. Lovecraft’ın Cthulhu’nun Çağrısı öyküsünün, kitabının karakterleri ve özeti hakkında bilgiler.

Cthulhu’nun Çağrısı – Derinlemesine İnceleme ve Analiz

H.P. Lovecraft’ın 1926 yılında yazdığı “Cthulhu’nun Çağrısı”, yazarın en etkili ve zamana meydan okuyan eserlerinden biri olarak kabul edilir. Kozmik korku edebiyatının mihenk taşlarından biri olan bu öykü, Cthulhu Mitosu adıyla bilinen ortak korku evreninin temellerini atar. Hikâye, birbirine bağlı bir dizi anlatı ve belge aracılığıyla, kadim bir varlığa tapan gizemli bir tarikatın keşfi etrafında şekillenir.

Cthulhu'nun Çağrısı

Hikâyenin Kısa Özeti

“Cthulhu’nun Çağrısı”, Francis Wayland Thurston adlı bir anlatıcının ölen büyük amcası George Gammell Angell‘in geride bıraktığı belge ve eserleri incelemesiyle başlar. Bu belgeler, Cthulhu adında kadim bir varlığa tapan ve dünyanın çeşitli yerlerinde faal olan bir tarikatın izini sürer. Tarikat mensupları, Cthulhu’nun sualtı şehri R’lyeh‘den bir gün yükselip dünyanın sonunu getireceğine inanır.

Thurston’un incelemeleri, amcası Angell’ın bu tarikata dair yüzlerce belge topladığını ve tarikatın, binyıllardır aktif olan bir yapıya sahip olduğunu ortaya koyar. Tarikat lideri Henry Anthony Wilcox, rüyalarında Cthulhu’nun sualtı şehrinden yükseldiğini gördüğünü iddia eder. Bu vizyonlar, tarikat mensuplarını daha fazla harekete geçirir ve cinayetler, kurbanlar gibi çeşitli korkunç olaylara yol açar.

Hikâyenin ilerleyen bölümlerinde bir denizcinin anlattığı anılar da yer alır. Bu denizci, tuhaf bir adada Cthulhu ile karşılaşır ve bu varlığın insan aklının kavrayamayacağı bir dehşet olduğunu dile getirir. Polis memuru Legrasse ise tarikata dair kendi soruşturmasında, tarikattan ve tanrılarından bahseden çeşitli tanıklıkları raporlar.

Hikâye, anlatıcının tarikatın ve Cthulhu’nun potansiyel dönüşü üzerine düşünceleriyle sona erer. Kozmik dehşet, insanlığın bu kadim varlıklar karşısında ne kadar küçük ve önemsiz olduğunu vurgular.


Ana Temalar

1. Kozmik Dehşet

Lovecraft’ın eserlerinde tekrar eden bir tema olan kozmik dehşet, insanlığın evrendeki yerinin küçüklüğünü ve bilinmeyenin korkutuculuğunu ele alır. Cthulhu, aklımızın ötesindeki bir varlık olarak tasvir edilir. Onun varlığı bile deliliğe yol açabilir. İnsanlık, bu kadim ve gücülü varlıkların karşısında tamamen çaresizdir.

2. Tarikatlar ve Fanatizm

Hikâyede tasvir edilen Cthulhu tarikatı, saplantının ve kontrolsüz inançların tehlikelerini gösterir. Tarikat mensupları, tanrılarını geri getirmek için her türlü suçu işlemeye ve fedakarlıkta bulunmaya hazırdır. Bu durum, insanlığın bilinmeyene duyduğu korkunun ve saplantısının bir yansımasıdır.

3. Bilinmeyene Karşı Korku

Hikâye boyunca, insanlığın bilinmeyene karşı duyduğu korku sürekli olarak vurgulanır. Denizcilerin Cthulhu ile karşılaşması, sadece fiziksel bir tehlikeyi değil, aynı zamanda aklın anlama kapasitesini aşan bir dehşeti de temsil eder.


Karakterlerin Analizi

Francis Wayland Thurston

Hikâyenin anlatıcısı olan Thurston, büyük amcasının ardından bıraktığı belgeleri inceleyerek tarikata ve Cthulhu’ya dair gerçekleri ortaya çıkarır. Onun merakı ve araştırmacı ruhu, hikâyenin ilerlemesini sağlayan ana unsurudur.

George Gammell Angell

Bir arkeolog ve profesör olan Angell, Cthulhu tarikatını ilk keşfedenlerden biridir. Onun ölümü, hikâyenin çözülmesi gereken bir gizem olarak başlamasına yol açar. Angell, bilimsel yaklaşımı ve merakıyla hikâyeye derinlik katar.

Cthulhu

Hikâyenin merkezindeki bu kadim varlık, kozmik korkunun somutlaşmış halidir. Cthulhu, ahtapot benzeri bir kafa, yarasa kanatları ve devasa boyutlarla tasvir edilir. Onun sadece varlığı bile insanların delirmesine yol açabilir.

Henry Anthony Wilcox

Tarikat liderlerinden biri olan Wilcox, Cthulhu’nun dönüşünü gerçekleştirmek için saplantıyla hareket eder. Onun rüyaları, hikâyeye metafiziksel bir boyut katar.

Müfettiş Legrasse

Polis memuru Legrasse, tarikata dair ilk somut ipuçlarını keşfeden kişidir. Onun araştırması, tarikata ve Cthulhu’nun etkisine dair detayları ortaya çıkarır.


Hikâyenin Etkisi ve Önemi

“Cthulhu’nun Çağrısı”, kozmik korku edebiyatının öncüsü olarak kabul edilir. H.P. Lovecraft’ın bu hikâyesi, hem korku edebiyatında hem de popüler kültürde büyük bir iz bırakmıştır. Cthulhu Mitosu, yazarların ve okuyucuların hayal gücünü besleyen bir korku evreni haline gelmiştir.**


Sonuç

“Cthulhu’nun Çağrısı”, insanlığın bilinmeyen karşısındaki çaresizliğini ve aklımızın ötesindeki gücün dehşetini ele alan bir başyapıttır. Lovecraft’ın eserleri, kozmik korkuyu ve insanlığın evrendeki yerini sorgulayan anlatılarıyla okuyucuları derin bir dehşet dünyasına çeker. “Cthulhu’nun Çağrısı”, tüm bu unsurların bir araya geldiği ve zamanın ötesinde bir etkisi olan bir hikâyedir


Leave A Reply