Kendinizi Deprem Bölgesinde Bir Çocuğun Yerine Koyan Bir Anı Yazın?

0

Kendinizi deprem bölgesinde yaşayan bir çocuğun yerine koyarak bir anı yazmaya ne dersiniz? Orada yaşanan büyük afeti bir çocuk nasıl yaşamış olabilir? İki adet örnek yazı.

Deprem Bölgesinde Bir Çocuğun Gözünden Anılar

Bir Sabah Her Şey Değişti

Hatay’da yaşayan bir çocuk olarak, ülke tarihinin en yıkıcı depremlerinden birine tanıklık ettim. O gün sıradan başlamıştı. Sabah uyanmış, kahvaltımı yapmış ve okul çantamı hazırlamıştım. Fakat birkaç saat sonra, tüm hayatım değişecekti.

cocuk ve deprem

Gece olduğunda, evimizde uyuyordum. Aniden büyük bir gürültüyle sarsıldım. Annemin ve babamın bağırışlarını duyabiliyordum. Yatak odamdaki dolaplar devriliyor, camlar kırılıyor, her şey yerle bir oluyordu. Altımızdaki zemin şiddetle sallanıyordu ve bunun bir deprem olduğunu hemen anladım. Kalbim gümbür gümbür atıyordu, bedenim korkuyla donup kalmıştı.

Dışarı Çıkış ve İlk Şok

Sarsıntı biraz yavaşlayınca, annem beni kucakladı ve dışarı çıkmamız gerektiğini söyledi. Kapıya doğru ilerlemeye çalışırken dengemi koruyamıyordum. Karanlık, gürültü ve panik içindeydim. Ayakkabılarımı bile giyemeden kendimi dışarı attım.

Sokağa çıktığımda tam anlamıyla bir kaos ortamı vardı. İnsanlar bağırıyor, çocuklar ağlıyor, enkaz altından yardım çığlıkları yükseliyordu. Bir zamanlar yaşadığımız şehir bir hayalet kasabaya dönüşmüştü. Binaların büyük bir kısmı yıkılmıştı, kalanlar ise hasarlıydı ve her an çökebilir gibi görünüyordu. Havada toz ve duman vardı, etrafımızda ne olduğunu bile zor görebiliyorduk.

Artçı Sarsıntılar ve Belirsizlik

Sarsıntılar sona ermemişti. Artçı depremler peş peşe gelmeye devam ediyordu ve bu bizi daha da korkutuyordu. İçeri girmek imkânsızdı, çünkü binalar her an tekrar yıkılabilirdi. Günlerce dışarıda kaldık. Soğuk hava, yiyecek sıkıntısı ve belirsizlik bizi daha da zorluyordu. Küçük kardeşim çok korkmuştu ve annemin elini hiç bırakmıyordu.

Komşularımızla birlikte geçici bir barınak kurduk. Küçük bir ateş yaktık, bulduğumuz battaniyelerle kendimizi sarmaladık. O anlarda, sadece hayatta olduğumuz için minnettardık.

Hayatın Tekrar İnşası

Günler geçtikçe yardım ekipleri geldi. Askerler, sağlık ekipleri ve gönüllüler bize yiyecek, su ve battaniye dağıttılar. Ama evimizi kaybettiğimiz gerçeği hâlâ değişmemişti. Bir süre sonra geçici bir konteyner eve yerleştirildik. Hayat eskisi gibi olmayacaktı, ama yeniden başlamamız gerekiyordu.

Okul arkadaşlarımdan bazılarını göremediğim için içim acıyordu. Bazıları depremde hayatını kaybetmişti. Bunu kabullenmek çok zordu. Ama babam hep şunu söylerdi: Hayatta kalanlar, hayatta kalamayanlar için daha güçlü olmalı. Bu söz, beni motive etti. Geleceğimi yeniden inşa etmek zorundaydım.

Topluluk Dayanışması ve Umut

Depremden sonra gördüğüm en önemli şeylerden biri topluluk ruhunun gücüydü. İnsanlar birbirlerine yardım ediyordu. Komşularımız bize yemek getirdi, öğretmenlerimiz bizlerle ilgilendi, gönüllüler moral vermeye çalıştı. Felaketin ortasında bile insanların birbirine nasıl destek olabileceğini gördüm.

Büyüdükçe, bu anılar bana hep rehber oldu. Depremden kurtulmuş olmak, beni daha güçlü ve daha dirençli bir insan yaptı. Şimdi, depreme hazırlık konusunda insanları bilinçlendirmeye çalışıyorum. Çünkü biliyorum ki hazırlıklı olmak hayat kurtarır.

Deprem hayatımı sonsuza dek değiştirdi ama bana umudu, dayanıklılığı ve yardımlaşmanın gücünü öğretti. Ne kadar büyük bir yıkım olursa olsun, insan ruhu her zaman yeniden inşa edilebilir


Leave A Reply