Türkiye’de öğretmen okullarının tarihçesi nasıl şekillendi? İlk öğretmen okulları ne zaman kuruldu? Köy Enstitüleri neden önemlidir ve nasıl bir değişim süreci yaşandı? Eğitim tarihimizdeki bu önemli gelişmeleri keşfedin.
Öğretmen okulu, genellikle devlet denetiminde öğretmen yetiştiren bir eğitim kurumu olarak tanımlanır. Gelişmiş toplumlarda bu kurumların yükseköğretim düzeyinde oluşturulması yönünde güçlü bir eğilim vardır ve bu eğilim, öğretmenliğin son 150 yıl boyunca bir meslek konumuna gelmesiyle paralel bir gelişme göstermiştir. Çağdaş öğretmen okullarının ilk örneği olarak 1794’te Paris’te kurulan Yüksek Öğretmen Okulu (Ecole Normale Superieure), daha sonra Paris Üniversitesi’ne katılmıştır. ABD’deki ilk öğretmen okulu ise 1839’da Massachusetts eyaletindeki Lexington’da kurulmuştur.
Başlangıçta öğretmen okulları, özellikle ilkokul öğretmeni yetiştirmeyi amaçlayan ve genellikle ortaöğretimden sonra iki yıllık bir program uygulayan devlet kurumları olarak hizmet vermiştir. 20. yüzyılda bu programların en az dört yıla çıkarılması ve özellikle II. Dünya Savaşı’ndan sonra ders programlarının genişletilmesi yönünde önemli adımlar atılmıştır. 1960’larda eski öğretmen okullarının çoğu, üniversite ve yüksekokullar kapsamına alınmıştır.
Türkiye’de Öğretmen Okullarının Kuruluşu ve Gelişimi
Türkiye’de ilk erkek öğretmen okulu, rüştiyelere (ortaokullara) öğretmen yetiştirmek üzere 16 Mart 1848’de Darülmuallimin-i Rüşdi adıyla açılmıştır. Bu gelişmeyi 1868’de iptidaiyelere (ilkokul) öğretmen yetiştirmek amacıyla kurulan Darülmuallimin-i Sıbyan izlemiştir. 1870’te ise kız okullarına öğretmen yetiştirmek üzere Darülmuallimat kurulmuştur. 1869 tarihli Maarif-i Umumiye Nizamnamesi, öğretmen okullarının iptidaiye, rüştiye, idadi ve sultani (lise) öğretmeni yetiştirecek şekilde düzenlenmesini öngörmüştür. 1909’da Satı Bey tarafından darülmuallimin yeniden örgütlenmiş ve bu düzenleme, diğer öğretmen okullarının çağdaşlaşmasına öncülük etmiştir.
Cumhuriyet Dönemi ve Yenilikler
Cumhuriyetin ilanından sonra, öğretmen okulları yeni eğitim sistemine uygun hale getirilmiştir. 1927’de Kayseri-Zencidere ve Denizli’de, ilkokula dayalı ve üç yıl süreli iki köy muallim mektebi açılmışsa da bu okullar uzun ömürlü olmamıştır. 1932’de ilköğretmen okulları, ortaokula dayalı üç yıllık kurumlar olarak yeniden düzenlenmiştir.
1936’da köylere yönelik eğitmen kursları başlatılmıştır. Bu kursların amacı, köylere daha iyi uyum sağlayabilecek ve kısa sürede çok sayıda eleman yetiştirecek bir sistem oluşturmaktır. Eğitmen adayları, okuma yazma bilen, askerliğini çavuş ya da onbaşı olarak yapmış köy gençleriydi. 1936-1948 yılları arasında yaklaşık 10 bin eğitmen yetiştirilmiş, bu eğitmenler üç yıl süreli köy ilkokullarında görev yapmışlardır.
Köy Enstitüleri ve Değişim Süreci
Bu eğitmen kurslarının başarılı sonuçları, 1937’de Köy Enstitülerinin açılmasına öncülük etmiştir. Köy Enstitüleri, kısa sürede büyük başarılar elde etmiş ve köylere öğretmen yetiştirilmesinde etkili olmuştur. Ancak 1954’te köy enstitüleri kaldırılarak tek tip ilköğretmen okulu sistemine dönülmüştür.
Ortaokul öğretmeni ve ilköğretim müfettişi yetiştirmek amacıyla 1926’da Konya’da Orta Muallim Mektebi açılmış ve 1927’de Ankara’ya taşınarak Orta Muallim Mektebi ve Terbiye Enstitüsü (sonradan Gazi Eğitim Enstitüsü) adını almıştır. 1924’te kurulan Musiki Muallim Mektebi, 1938’de Gazi Eğitim Enstitüsü’ne bağlanmış ve yerine Ankara Devlet Konservatuvarı açılmıştır. Bu sistem daha sonra taşraya da yayılmış, lise öğretmenlerinin yükseköğretim düzeyinde yetiştirilmesi gerektiği düşüncesiyle 1891’de İstanbul’da Darülmuallimin-i Âli (sonradan İstanbul Yüksek Öğretmen Okulu) kurulmuştur. Bu okul, Fransa’daki örneği olan Ecole Normale Superieure’e paralel olarak geliştirilmiştir.
Teknik Öğretmen Okulları ve Yeni Meslekler
Devlet öncülüğünde sanayileşmenin gereklerine uyularak, 1934’te Kız Teknik Öğretmen Okulu, 1937’de ise Erkek Teknik Öğretmen Okulu açılmıştır. 1950’den sonra gelişen yeni meslekler ve iş alanları, yeni okul sistemlerinin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Ticaret liselerine öğretmen yetiştirmek üzere, 1956’da Ticaret ve Turizm Yüksek Öğretmen Okulu, 1959’da ise imam hatip okullarına öğretmen yetiştirmek amacıyla Yüksek İslam Enstitüsü kurulmuştur. 1959’da Ankara’da ve daha sonra İzmir’de Yüksek Öğretmen Okulları açılmıştır.
Okul Öncesi Eğitim ve Diğer Gelişmeler
Okul öncesi eğitmen gereksinimi, genellikle kız enstitülerinin çocuk gelişimi bölümlerinden yetişenlerce karşılanmıştır. 1973’te çıkarılan Milli Eğitim Temel Kanunu, bütün kademelerdeki öğretmenlerin yükseköğretim görmesini zorunlu hale getirmiştir. İlköğretmen okulları, 1974’te öğretmen lisesi adıyla lise dengi okullara dönüştürülmüştür.
Sanat Yüksek Öğretmen Okulları ve Üniversitelerin Katkısı
Ortaokullar ve çıraklık eğitimi merkezlerine teknik öğretmen yetiştirmek amacıyla sanat yüksek öğretmen okulları açılmış, üniversitelerin eğitim fakülteleri ve bölümleri de öğretmenlik eğitimi kazandıracak programlar açmıştır. 1983’te çıkarılan 2908 sayılı yasa ile öğretmen yetiştiren enstitüler üniversitelere bağlanmıştır. Özellikle yatılı öğretime son verilmesi, bu okulların gençler için çekiciliğini azaltmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı, 1989’da öğrenci seçme ve yerleştirme sınavlarında bu okulları ilk 10 sırada tercih edenleri para ve başka olanaklarla destekleme kararı almıştır.
Sonuç Olarak
Öğretmen okullarının tarihçesi, eğitimdeki yenilikler ve toplumsal gereksinimlere uygun olarak değişim ve gelişim göstermiştir. Türkiye’deki öğretmen yetiştirme süreci, Batı’daki benzerlerinden etkilenmiş ve kendine özgü uygulamalarla harmanlanmıştır. Köy Enstitüleri, Cumhuriyet’in yenilikçi ruhunu yansıtan önemli bir girişim olarak dikkat çekmiş, ancak kısa süreli olmuştur. Üniversitelerin eğitim fakülteleri ve öğretmenlik programları, günümüzde öğretmen yetiştirme konusundaki ana unsurlar haline gelmiştir.